10 Şubat 2014 Pazartesi

İLK ADIM

Bütün hafta günlüklerimi inceledim ve "ermiş bir kedi" olmak yolundaki ruhsal gelişimimin başladığı günü sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Aslında her şey bir rüya ile başladı. Son bir yıldır sıklıkla aynı rüyayı görüyordum, bazen birkaç haftada bir , bazen de üstüste birkaç gün. Rüyayı her ördüğümde büyük bir üzüntüyle uyanıyor ve gayet sıkıntılı bir gün geçiriyordum.
Bizim evde adettir , sabah kahvaltıda muhakkak annem bize rüyalarımızı sorar ve "rüyalarınızın rehberliğini her zaman sevgiyle kabul edin evlatlarım " der . Biz çocuklar için de bu durum günün en keyifli anlarından biridir , neşe içinde büyük bir merakla annemin söyledikleri , yorumlarını , nasihatlarını dinleriz.

Ben ise bu tekrar eden rüyamı gördüğüm günler "ben bu gece hiç rüya görmedim" diyerek köşeme çekilip somurtmayı tercih ederdim.Çünkü hem anlatmaktan utanırdım hem de annemi de üzebileceğimi düşünürdüm.

Fakat gene o rüyayı gördüğüm gecelerden birinin sabahında  sıra bana gelip de annem "anlat bakalım oğul , bu gece sen neler gördün bakalım" deyince kendimi tutamadım ve ağlayarak balkona kaçtım, bir yandan da "ben birşey görmedim ki" diyerek bağardığımı çok net hatırlıyorum.
Elbette tahmin edeceğiniz gibi biraz sonra annem yanıma geldi,beni kucağına aldı , patilerimi öptü.
"Anlat bakalım güzel oğlum " dedi
"Yok birşey anlatacak" dedim ve ağlamaya devam ettim , bir yandan da düşünmeye başladım,
 salak bulutduman,bunca zamandır anlatmadın da eline ne geçti ,hep sıkıntı , hep sıkıntı..
Aslında annem herşeye bir çözüm bulur , karar verdim anlatmaya .


Rüyamda babam ve ağabeyim (babam annemin ayrıldığı eşi ve ağabeyim de bababım ilk eşinden olan oğlu-ben onları deli gibi severdim ,onları  on senedir de görmüyor ve çok özlüyordum , aynı zamanda da beni aramadıkları için  öfkeliydim) ikisi beraber bana arkalarını dönmüşler , etrafı dağlarla çevrili bir yolda gözden kayboluyorlar. Ben ise önce onlara seslenmeye çalışıyorum ama sesimi duyuramıyorum , binbir zorlukla yolu görebilmek için bir tepeye tırmanmaya çalışıyorum  ama  başaramıyorum , sonra hem ağlıyorum hem de " gidin , beni bırakın, artık zaten sizi hiç sevmiyorum " diyorum .

Annem sessizce beni dinledikten sonra bana sıkıca sarıldı ve konuşmaya başladı.

"Sevgili oğlum , artık babanı ve ağabeyini affetmenin zamanı gelmiş , rüyan sana bunu hatırlatıyor"
 deyince ben birdenbire sıçradım ve avaz avaz bağırarak isyan ettim.

"Nasıl affederim , onlar beni terk etti , bir daha hiç aramadı , ne hakları vardı bana bunu yapmaya .."
 Bunları söylerken içimin acısını bugün bile hissedebiliyorum.Biraz sakinleşince anneme sarıldım ve dinlemeye devam ettim.

"Sana ne yapman gerektiğini söylemeyeceğim evlatcığım.buna hakkım yok. Kararlarını sen kendi isteğin ve iradenle vermelisin.Ancak biraz yardıma ihtiyacın olduğunu görüyorum.
Hayat dediğimiz şey bulunduğumuz zaman diliminde karşımıza çıkan rol arkadaşlarımız ile deneyimlediğimiz davranış ve duyguları bir film gibi yaşamaktır. Önce şunu düşünmeni istiyorum; film izlediğin zaman baştan sona her karakterin davranışını kendi duygularına göre değerlendiriyorsun , değil mi?"

"evet" anlamına gelecek şekilde başımı salladım , içimi çektim ve gene başımı gömdüm , dinlemeye devam ettim.

"Bazı karakteri beğenir , bazılarına ise kızar ve yargılarsın. Ancak film ilerledikçe düşüncelerin değişebilir . Çok kızdığın bir karakter hiç farkında olmadan bir başkasına faydalı olabilmiştir, senin de duyguların değişebilir ve şaşırırsın. Filmde anlatılan konu sonuna ulaştığında anlarsın ki ; yaşanan her şey ve meydana gelen her olay bütünü oluşturmak için gereken parçalardır.Film de sevmediğin , istemediğin bir sahneyi çıkartırsan devamındaki bütün sahnelerin akışı değişir.
Diyelim ki filmin bir sahnesinde çocuk bisiklete binerken arkadaşı iter ve çocuk düşer.Yepyeni bisikletinin didonu kırılır. Eminim sen bu sahnenein olmamasını ister ve çocuğu iten arkadaşına çok kızarsın. Ama sonraki sahnede bisiklet tamir edilirken çocuk aylardır istediği kırmızı didona kavuşmuştur. Bu durumda senin hoşuna gitmeyen düşme sahnesinin aslında çucuğun isteğine kavuşması için bir vesile olduğunu anlamak gerekir."

Can kulağı ile dinlememe rağmen benim rüyam ve affetmek ile bağlantıyı bir türlü kuramamıştım.
Bir an şapşalca bir dürtü ile "ne yani ? bir de gidip bisikletten mi düşmeliyim ? bir bu eksik , zaten ben bisiklete binmem ki " diye bir isyan cümlesi geçirdim içimden. Çuval gibi hareketsiz ve tepkisiz oturmaya devam ediyordum.

"Anlattıklarımı tam olarak zihninde oturtamamış olabilirsin , senin yaşadıkların ve hissettiklerin ile örneklemeye çalışacağım , ister misin ?" dedi annem.

Başımı kaldırdım , burnumu ve gözyaşlarımı silmeye çalışırken,
"Lütfen anneciğim anlat , artık öğrenmek ve içimdeki bu sıkıntıyı yok etmek gerçekten çok
 istiyorum " dedim

Ana oğul birbirimize sıkıca sarıldık.Bir an sessizlik oldu, sanırım annem de kendi gücünü topladı ve konuşmaya devam etti...

Sonra daha neler anlattı neler.....

Devamı bir dahaki pazartesi...

Görüşmek üzere , herkese iyi haftalar.