20 Nisan 2014 Pazar

KIZLARIN PARTİSİ



Sonunda bizim kızlar bahar partisini yaptılar :)))

Bu partinin ailemizdeki önemi büyük; ilk defa hazırlıkları kızlar yaptı. Hiç ummazdım doğrusu, pek de güzel şeyler hazırladılar ve anneme hiç yük olmadılar.
Sanırım Kısmet'in ailemize katılması, kızların sorumluluk duygusunu geliştirdi, belkide artık büyüdüklerini idrak ederek kendilerine güvenleri arttı...
İkramı kendileri seçti, mutfakta anneme yardım ettiler ve en önemlisi ertesi gün bütün evi topladılar..
İnanılır gibi değil :)))))

Bizim buralarda yeni âdet şöyle; partiden sonra yakın arkadaşlar gece yatıya da kalıyor...
Elbette sohbet sabahlara kadar devam ediyor, yani kızlar kıkırdıyor ve bolca dedikodu yapıyorlar :)))

Esas bizim Kısmet'i görmeliydiniz, sevinçten ne yapacağını şaşırdı. Elbette ilk katılacağı parti için çok heyecanlandı... "Parti ne demek ?, ne yapılır partide ?"... gibi sonu gelmez soruları oldu :))

Beni de şeytan dürttü.. ve " bu parti büyükler için, çocuklar katılamaz, seni Esra ablaya göndereceğiz" dedim.
Görmeliydiniz.. Şaşkın inandı, salya sümük ağlayarak her birimize ayrı ayrı yalvardı :))))

"Noooolurr, beş dakikacık izin veriiiiinn, vallaaaa çok uslu olucaaaamm, nooluuurr" diye sızlandı.:)))
Anneanneciğim, böyle yalvarmalar için "duy da, inanma !" derdi... Pek hoşuma gider....

İtiraf edeyim, biz de biraz ileri gittik ve zavallıyı pek üzdük. Yalvarmalarını hiç unutmayacağım :)))
Ama bu ona iyi bir ders olmalı bence. Hem bize, hem de kendine güvenmesini öğrenmeli....
Yok öyle hemen paniğe kapılmak, değil mi ya......


Kısmet yalvarırken :)))




Parti sabahı hepimiz heyecanla uyandık, son hazırlıklar.... Evi biraz süsledik, bütün toplar ve oyuncaklar ortaya çıktı, mutfaktan mis gibi çörek kokuları herkesin iştahını kabarttı..
Şansımıza hava da güneşli ama ılık, tam bir parti havasıydı.. 
Hem eski mahallemizden, hem de yeni mahallemizden arkadaşları çağırdık.. Kısmet'in yaşıtları komşu çocuklarını da davet etmeyi ihmal etmedik, aman artık onları da görünce sevinçten ne yapacağını bilemedi bizim şaşkın ufaklık :))

Çok keyifli bir gün geçirdik, gece de kızların yakın arkadaşları yatıya kaldılar. 
Eğlence, müzik, yemek, sohbet, dans....... Gerçekten güzel bir parti oldu...
Tahmin edersiniz, ben kibar bir delikanlı olarak odamı onlara verdim ve geceyi annemin yanında geçirdim.

Bu arada gözümden kaçmadı,  iki kız benim odamda kalacaklarını duyunca pek bir fısıldaştılar .... 
Neyse, bu konuları daha sonraya bırakayım, ama gözümden kaçmadı... 
Söylemek istedim :))))

Bütün gün ve gece boyunca bir arkadaşımızın davranışları, ruh hali bir hayli dikkatimi çekti..
Konu önemli, annemle de paylaştım... Biraz bahsetmek istiyorum...

Arkadaşımız annesiyle yaşayan genç bir kız, bizim eski mahalleden arkadaşımız. Akıllı, çalışkan ve dengeli bir kızdır. Onun da bizim gibi anne ve babası ayrıdır, ama bizden daha şanslı diye düşünmüşümdür her zaman, çünkü o, annesiyle yaşar ama babasını da istediği an görebilir.. Açıkçası  durumuna hep gıpta etmişimdir.. Malum, ben babamı hiç görmüyorum...
Arkadaşımla yaklaşık bir yıldır pek fazla görüşemiyorduk, ilk defa bu partide bir araya geldik..
Karşılaştığımız andan itibaren bir değişiklik dikkatimi çekti, önce biraz temkinle davranışlarını inceledim, sonra gece boyunca ve ertesi sabah kahvaltıda şahit olduğum telefon konuşmalarını anlamaya çalıştım.... Ve elbette her zamanki gibi anneme danıştım. 
Sonuç; doğru düşünmüşüm.. Ama bu duruma pek sevinemedim, çünkü arkadaşımızın yardıma ihtiyacı var. Annem kahvaltıdan sonra biraz kendisiyle konuştu, dilerim yeterince faydalanmıştır.

Arkadaşımızın davranışlarında ilk gözüme çarpan şey; huzursuzluk oldu. Bu, çok değişik bir huzursuzluk, hem bulunduğu ortamdan memnun olup, hem de başka bir yerde olmak zorundaymış gibi hissetmek...
Bu tedirginliği ve eğlenirken adeta suçluluk duyması... mutluluk ile hüznün karıştığı bir ruh hali, çok kolaylıkla gözlerinden belli oluyordu.
İlerleyen saatlerde ben biraz sohbet etmeye çalışınca, annesi için çok üzüldüğünü, utanma duygusu ile karışık itiraf etti.
Anlaşılan ruhuna büyük bir yük koymuş...
Kendinden önce annesinin durumuna öncelik vermiş.. 
"Annem mutsuzsa, ve/veya, annem beni özlüyor ise...... ben istediğimi yaşayamam, ve/veya, yaşamamalıyım"

Bu, bir insanın kendine verebileceği en büyük cezadır...  Elbette kedinin de :))
 
Akşam durumu anneme anlattım hemen... Arkadaşımız ve annesi için ne yapabiliriz diye danıştım.
Ben, annemin arkadaşını arayarak " bak, kızın şu durumda ... biraz dikkat et .. vs..." gibi şeyler söyleyeceğini düşünmüştüm.. Beklentim böyleydi..
Annem ise, her zamanki gibi beni şaşırttı :)) veee, ters köşeye yatırdı :))

Bana, "oğlum, senin arkadaşın değişmeli." dedi.  

Kalakaldım... Ne diyeyim...

Annemin bana verdiği öğreti şöyle oldu;
Yaşımız kaç olursa olsun, hepimiz dünyadaki  kendi duruşumuzu korumak zorundayız.
Daha açık bir anlatımla, çocuk; çocuk olduğunun bilincinde olacak.. anne; anne olduğunun... baba; baba olduğunun vs.....
Bu noktada annem en iyi bildiğim konudan örnek verdi; kızlara Kısmet ile ilgilenmek sorumluluğunu vermek ile kızları Kısmet'e anne tayin etmek arasındaki ince ayırımı anlattı.
Önemli olan konu kim ve ne olursa olsun rolleri değişmemek...
Herkes kendi olmayı başarmalı.. Kendi yolunda ilerlemeli.. Kendi seçimlerini yapmalı..
Kendi olmayı başardıktan sonra etrafındaki herkes ile paylaşımda bulunmalı ve yardımlaşmalı..

Açık söyleyeyim... Bildiğim bir konunun karşıma bir anne-kız ilişkisi ile çıkması beni etkiledi..

Bir atasözümüz vardır; Her koyun kendi bacağından asılır...
Ben bu sözü "kendinden sorumlu olmak" anlamıyla dikkate alıyorum.

Durumun değişmesi için önce biz değişmeliyiz,
Karşımızdaki kişinin bize değer vermesi ve/veya saygı göstermesi için önce biz kendimize değer vermeliyiz,
İstediğimiz bir durumu yaşayabilmemiz ve/veya yaratabilmemiz için önce biz bu sonucu elde etmeye kendimizde hak görmeliyiz, ve bunu yaşamayı kabul etmeliyiz.....
Kendi duygularımızın önüne bir başkasının isteklerini geçirirsek biz nerede oluruz ?
Kendi hayallerimizi ve isteklerimizi bir başkası için yok sayarsak, terk edersek, biz ne oluruz ?

Bilmeliyiz ki; hayatımızı bir başkası üzerinden yaşayamayacağımız gibi, başkasının da bizim üzerimizden bir hayat yaşamasına izin vermemeliyiz...


Zaman içinde bu konuyu biraz daha geniş açıdan inceleyerek anlatacağım...
Belki sevgili arkadaşımız gibi, başka gençlerin de değişime ihtiyacı vardır.....


Ben tüm deneyimlerimi, öğrendiklerimi her zaman paylaşacağım....




HERKESE HUZURLU BİR HAFTA OLSUN
SEVGİLERİMLE.......