16 Şubat 2014 Pazar
ANLAMAK
Nerede kalmıştık ?
Tamam buldum ...
Annem bana sıkıca sarıldı ve başladı anlatmaya .
"Biliyorum ki sen hâlâ babana olan kızgınlığını yok edemedin ,
doğru mu düşünüyorum ? " diye sordu.
Cevap veremedim ve yalnızca başımı salladım , emme - basma tulumba gibi . Aslında annem bu hareketimize pek çok kızar ve her zaman " cümle kurunuz lütfen "
diye kükrer , ama bu sefer şükür ki aldırmadı ve devam etti .
" Bugüne kadar sana hiç anlatmadım , henüz küçük olduğunu düşündüm hep . Belki de çok küçük yaşta şahit olduğun sıkıntıları sana unutturmaya çalıştığım için susmayı tercih ettim . Ama görüyorum ki artık konuşmamızın zamanı geldi ve belki biraz da geçti bile . Önce şunu bilmeni istiyorum sevgili oğlum ; baban ve ben çok uzun seneler mutlu ve sıra dışı güzellikte bir birliktelik yaşadık . Etrafımızda bizi zorlayan tüm şartları sevgimiz ile kendimizden uzak tutmayı başardık . Ben o zamanlar bizim için yaşamın hep aynı devam edeceğine inanırdım , ama baban " her şey değişir , sevgiler gerekli raflara yerleşir ve yola devam edilir " der idi bana . Açıkcası pek anlam veremezdim bu fikre . Seneler geçti ve bütün sevgimize rağmen bildiğin gibi bizim de yollarımız ayrıldı . Eminim son birkaç ayı hatırlıyorsundur , ben bir anne olarak olanlara senin şahit olmanı hiç istemezdim ama yaşadıklarını farkındalığa dönüştürmek ve öğrenmek senin elinde . Unutma ki tüm yaşadıklarımız bizlerin öğrenmesi içindir . Deneyimleri iyi veya kötü diye sınıflandırmak tamamen bizim beklentilerimiz ile ilgilidir . Eğer her yaşadığımız deneyimin bize kattıklarını görmeyi ve öğrenmeyi seçer isek yaşadıklarımızı sevgi ile kucaklamış oluruz ve bize acı veren deneyimleri de mutluluğa çevirmeyi öğreniriz .
Seni çok etkilediğini bildiğim baban ile yaşadığımız ayrılığa değişik açıdan bakmanı istiyorum canım oğlum .
Öncelikle şunu görmelisin ; senin evimize gelmeni sağlayan baban ve ağabeyindir , eğer ağabeyin seni çok istemeseydi sen benim oğlum olamayacaktın . Ben bunun için her an şükrediyorum ve baban ile ağabeyine teşekkür ediyorum . Ayrıca baban ile ayrılmasaydık kız kardeşlerin bizimle olmayacaktı , biz ailece Bodrum'a yerleşmeyecektik , ben burada yaptığım çalışmalara hiç başlamayacaktım . Sana kocaman bir liste verebilirim ... Geçenlerde raflara konan sevgilerimiz hakkında birşeyler anlatmıştım sana , eminim hatırlıyorsundur . Babanın ve ağabeyinin sevgileri de şimdi bizlerde özel raflarda duruyor ve onların içinde de bizim sevgilerimiz özel bir çekmeceye yerleşmiştir ,
emin ol .
Dünyada hiç bir sevgi yok olmaz , ancak hayat ilerledikçe , sahneler , roller değiştikçe yeniliklere yer açmak için sevgilerimizi raflara yerleştiririz . Şöyle düşünmeye çalış ; hayatın akışında yolumuza çıkan herkesin birbirine karşı görevleri var ve bu görevler tamamlandıkça herkes bir sonraki görev için yoluna devam ediyor . Baban ve ağabeyinin de bizlere karşı olan görevleri artık bitti ve hepimiz kendi yollarımızda ilerliyoruz . Birlikte hayatı paylaştığımız süreçte yaşadıklarımız için teşekkür etmeliyiz her zaman .
Emin ol lütfen , yaşadığımız en üzücü olay dahî bize önemli bir farkındalık katar , ilerleyen günler için hayat yolumuzda muhakkak bir iyilik sağlar . Tıpkı didonu kırılan çocuğun çok istediği kırmızı didona kavuştuğu gibi ...
Yaşananları , ilişkileri , sevgileri , bize kattığı değerleri iyice düşününmeli ve şükür içinde olmalıyız .
İstemediğimiz , bizi üzen deneyimlerin yolumuza hangi güzellikleri getirdiğini görmeliyiz . İşte o zaman hayatımızdan öfke duygusunu kolaylıkla yok ederiz .
Elbette bazı deneyimler çok üzücü sahneler ve hikâyeler ile yaşanmış olabilir . Bu deneyimi paylaştığımız kişileri bir daha görmek ve konuşmak istemeyebiliriz .
KÜSKÜN GÖZLERİM KAPIDA ...
Zaten bu önemli değildir . Şunun farkında olmalıyız ; herkes rolünü doğru oynamış ve karşısındakine gerekli mesajı vermiştir. Biz ise deneyimden öğrenmemiz gerekeni anlamalı ve bize bunu yaşatanlara teşekkür etmeliyiz . Böylece öfkemizi durdurabilir ve affetme sürecini başlatabiliriz.
Sevgili oğlum , senin ve kardeşlerinin benimle olmanızı sağladıkları ve kendi yolumuza gitmemizi kolaylaştırdıkları için babana ve ağabeyine teşekkür et ve onları affet . Bil ki , onlar seni kalplerinde terk etmediler , sevgin her zaman yüreklerinde . Ancak onlar kendi yollarına gitmeyi seçtiler ve seni de kendi yolunda ilerlemen için serbest
bıraktırlar . "
Bu sefer sanırım anlamaya başlamıştım . Uzun bir sessizlikten sonra
birazcık doğruldum , derin derin içimi çektim ve şöyle dedim ;
" Hiç böyle düşünmemiştim anneciğim , çok doğru söylüyorsunuz ...
Ama nasıl affedeceğim ?
Telefon edip " sizi affettim " mi diyeceğim ? ... Sonra bana deli derler .
Kendi kendime oturduğum yerde " affettim " dersem bunu kim bilecek ki ?
Benden başka bilen olur mu ?
Anlayamadım ...
Annem bir an sessiz kaldı . Sanırım benim en doğru şekilde anlayabilmem için aklından cümlelerini geçirdi . Beni tekrar öptü , başımı okşadı ....
"Geçenlerde Melek teyzen ile telefonda çok uzun bir sohbet yapmıştık ,
Sen de sonuna kadar büyük bir ilgiyle konuyu takip etmiştin ...
İşte o konuşmada bahsettiğimiz gibi tüm insanlar arasında var olan enerji akışının bizleri nasıl etkilediğini kavramalıyız . Duygularımız ile bu akışı dengeleyebildiğimiz zaman da " yok saymak " yerine " affetmek " dediğimiz şeyi gerçekleştirebiliriz .
Sana öncelikle bu enerji akışını anlatmak istiyorum ....
Melek teyzen ile yaptığımız sohbeti hatırlıyor musun ? " diye sordu annem ..
Bir an durakladım . Sonra hatırlamanın heyecanı ile " eveeeetttt " diye küçük bir çığlık attım .
Bu hâlim annemi gülümsetti .
Bilir misiniz ? Gülmek ve mutluluk bulaşıcıdır derler . Bence çok doğru ..
Nasıl oldu anlamadım ama ben de gülmeye başladım . İyi geldi ...
Bol kahkahalı bir hafta diliyorum.
Görüşmek üzere...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)