EVİM EVİM, BENİM GÜZEL EVİM……..
Ekim başında Bodrum’a döndük..
“ Evine döndün de neden hiçbir şey yazmadın Bulut Duman ? “
diye düşünmüşsünüzdür, eminim..
Anlatayım; İlk hafta “odamı düzenlemek”, “arkadaşların hoş
geldin partileri” derken vakit nasıl geçti anlamadım.
Sonraki haftalar annemin
ani bir seyahati ortaya çıktı, Esra abla da daha önceden planlandığı gibi
senelik iznini kullanarak Bodrum dışında olduğu için, kızlarla ilgilenmek de
bana düştü.
Elbette esas Kısmet bebek ile ilgilenmek gerekti…
Bizim ufaklık ile ilgili anlatacağım çok fazla şey var,
cimcime sayesinde önemli hayat dersleri aldım….
Sıra ile hepsini anlatacağım, ayrıca Cash amcadan da aldığım
unutulmayacak öğretiler var..
Ama önce, benim için çok özel geçen tatilden bahsetmek
istiyorum..
İtiraf etmeliyim; çok güzel bir yaz geçirdim J))))
Hayal bile edemediğim yerler gördüm, yeni arkadaşlarım oldu,
bir çok şey öğrendim, değişik duygularla tanıştım….. Bunların hepsi heyecan verici ama, ne yalan söyleyeyim, evde
olmak hiçbir şeye değişilmeyecek bir duygu imiş, bunu da öğrendim..
Eylül ayının neredeyse tamamını denizde geçirdik.
Denizde hiç yazma fırsatım olmadı. Çünkü annemin gene “aile
tatilinde telefon ve bilgisayar yasağı” devreye girdi. Eh! Ne yapalım? Anne söyleyince boynumuz kıldan ince..
Ayla teyzenin annem için hazırladığı bu sürpriz seyahat,
hepimizin rahat edebileceği bir yelkenli kiralayarak Akdeniz’e açılmak oldu.
Annemle bütün ortak arkadaşlarını davet etti, fakat bu hazırlıkların titizlikle
gizlenmesi gerektiğini herkese sıkıca tembihledi.
Annem geldikten sonra olanları seyretmek bizler için çok
keyifli oldu doğrusu.
Ayla teyzenin dillere destan parti organizasyonları olduğu
herkes tarafından bilinir ve arkadaşları da her zaman bir beklenti
içindedirler, bilirim ve onların bu meraklı konuşmalarını dinlemek, çeşitli
tahminler üzerine bahse tutuşmalarını izlemek beni hep eğlendirmiştir.
Ama bu sefer durum çok trajikomik oldu J)))
Annem her an “ne olacak acaba?” diye beklerken, Ayla teyze
günlük hayatına devam etti ve sanki annem aylardır o evde yaşıyormuş gibi
davrandı.
Benim mezuniyet törenimden sonra da;
“düşündüm de biraz bizim tekne ile çıkalım, deniz keyfi
yapalım” dedi.
Eylül ayı bu yelkenlide geçti :)))) |
Annem de şaşkın şaşkın bakakaldı ve “nasıl isterseniz”
demekle yetindi.
Öyle ya, teklif çok yersiz, ama misafir bulduğunla yetinmeli.
Yelkenli kendi ailelerine göre, epey küçük, ayrıca biz zaten deniz kenarında
yaşıyoruz, annem arkadaşlarını görmeye geldi, denizi ne yapsın… değil mi ?
Kibarca Ayla teyzenin talimatlarına uyarak bizleri hazırladı
ve Marsilya’ya doğru yola çıkıldı.
Evden ayrılmadan da beni kenara çekerek, her şeye uyum
sağlayarak saygılı davranmamız gerektiğini sıkıca tembihledi.
Annem talimat vermeden rahat etmez J)))))))))))))))
Halbuki bir bilse olacakları….
Uzatmayayım, limana vardık. Fakat annem durmadan soru
sormaya başladı. Bir türlü neden büyük limana geldiğimizi anlayamadı. Ayla
teyze de elinden geldiğince saçma cevaplar verdikçe annem iyice sinir oldu J))
Sonradan neler düşündüğünü anlattı da, günlerce hep birlikte
güldük J))
Ayla teyzenin yaşlandığını ve bunamaya başladığını bile düşünmüş J))
Limanda arabadan iner inmez üç tane üniformalı görevli
yanımıza geldi ve eşyalarımızı alarak, “bizi takip ediniz lütfen”
dediler.
Hepimiz denileni yapmaya başladık, VEEEEEEEEEEEEEE
Muhteşem yelkenliye ulaştık…
Annem, “Ayla biz nereye geldik” diye çırpınırken, güverte
çoluk-çocuk, kedi-köpek tam bir panayır yerine döndü…
Annem için “hoş geldin” pankartları açıldı, sevinç
çığlıkları, gözyaşları, kahkahalar…….
Tam bir sevgi seli..
Ayla teyze Fransa, İtalya ve Türkiye’den ortak bütün
arkadaşlarını toplamış. Kiminin çocukları, kiminin torunları, birkaç ailenin
kedi ve köpek çocukları…. Ortalık Nuh’un gemisi gibi oldu J)
Üç hafta Akdeniz’de çok çok çok güzel vakit geçirdik..
Harika koylarda yüzdük ve bir çok değişik limanda konakladık..
Ama asıl KISMET bebek görülmeye değerdi J)))
En küçük olduğu ve teknede onun yaşıtı kimse olmadığı için
her gelen Kısmet için bir oyuncak getirmiş. İlk heyecan dalgası geçince ve curcuna
bitince Kısmet hanıma tek tek hediyeler sunuldu..
Rengârenk toplar, bez küçük hayvancıklar, çıngıraklar,
denizde içine binebileceği küçük bir bot bile vardı..
Bizimki artık ne yapacağını şaşırdı, şımardı da şımardı, tam
bir kuduruk haline dönüştü..
Sevimli kerata bir anda herkesin ilgi odağı oldu. Türkçe
bilmeyenler ile anlaşabilmek için kendince yöntemler geliştirdi.., başarılı da
oldu.
Bence Kısmet müthiş akıllı ve eğitimli bir genç kız olacak.
En önemli özelliği de, her şeye karşı bitmeyen bir merak ve öğrenme isteği ile
dolu olması. Bu özelliğini aklını kullanarak çalışkanlık ile de
birleştirecektir eminim…
Bu seyahatte bir de kendine özgü vücut dili geliştirdi, çok
şirin J)))))
Meraklı ve heyecanlı hâli : Şapka muhakkak başında, gözler
kocaman boncuk gibi açılmış, bütün gövde, boyun ve baş 45 derecelik bir açı
ileri doğru uzamış… Eğer yeni bir limanda karaya çıkmaya hazırlanılıyorsa, niye
taşıdığını hiç anlayamadığım, çiçekli – böcekli bir sırt çantası görüntüyü
tamamlıyor.
Sevinçli, mutlu ve “sev beni” mesajı veren hâli : Gözler ince bir çizgi halinde
süzülmüş, dudaklar büzülmüş, baş; boyundan “kaz gibi” öne doğru uzatılmış….
Sevgili anneannem bu pozisyona “süzme hanımın, büzme çarığı” pozisyonu derdi,
hatırlıyorum J))))
Unutmadan ilâve edeyim; Kendini sevecek birini bulunca, otomatik olarak tüm
vücut o kişiye doğru bir açı yapıyor. Aslında bu hareketi, şımarmaya niyet
ettiği birini gözüne kestirince de otomatik olarak yapmaya başlıyor… Bu kız çok
değişik, eşi – benzeri yok J)))
İtiraz ve kızgınlık hâli : Sağ kol yana doğru hareketli, sağ
ayak yere vurmak veya keçi gibi tepinmek üzere hazır, gözler fal taşı gibi
açılmış, boyun içeri çekilmiş, omuzlar kalkmış, baş mümkün olduğunca arkada ve
dudaklar düz bir çizgi haline getirilerek yanaklara doğru yayılmış J))))))
Genellikle bu halleri seyretmek müthiş keyifli oluyor,
itiraf etmeliyim…
Ama bendeniz, ailenin büyük oğlu Bulut Duman, …………
Gözlemlerim ve düşüncelerim ile birkaç yanlış yaptım veeee, dersimi aldım..
Haftaya anlatacağım…
SEVGİLER…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder